İnsanın çok farklı ihtiyaçları var. Bunları iki temel sınıfa ayırabiliriz: Maddi ve manevi. Beslenmek, giyinmek ve barınmak gibi maddi ihtiyaçlarımızı çalışarak ya da doğrudan doğadan karşılarız. Ancak manevi ihtiyaçlarımızın gerçek anlamda karşılanması için bizi yaratan Tanrı ile doğru bir iletişim içinde olmamız gerekir. Ne var ki günahlı doğamız buna engeldir. Tanrı ile aramızdaki köprü, günahlarımızdan ötürü yıkılmıştır. Nitekim Kutsal Kitap şöyle der: “Herkes günah işledi ve Tanrı’nın yüceliğinden yoksun kaldı (Rom. 3:23). Tanrı tamamen adil olduğu için günahı cezasız bırakamaz, bu yüzden herkes günahın cezasını ödemeye mahkûmdur (Mez. 9:7,16; 11:5,7; 99; Hab. 1:13). Günahın bedeli ölümdür (Rom. 5:12-21; 6:23). Halbuki Tanrı, insanı ebedi azaba mahkûm etmek amacıyla yaratmamıştır. Adil olduğu kadar sevgi dolu da olan Tanrı, insanı bu mahkûmiyetten kurtaracak yolu lütfuyla sağlamıştır (Yu. 3:16; 2Ti. 1:9-10; 1Pe. 1:20). Bu, en büyük ihtiyacımızın, manevi ihtiyacımızın karşılanması anlamına gelir; bu da günahın tutsaklığından kurtulmak ve Tanrı’yla barışmak demektir. Kurtuluş, Eski Antlaşma döneminde de vaat edilmiştir (Yar. 12:1-3’teki “bereketle” başlayıp Yeni Antlaşma vaatleriyle kapsamlı hale gelir; Yer. 31:31-34; Hez. 11:19-20; 36:24-26). Tanrı’nın halkının Mısır’dan çıkışı ve sürgünden geri dönüşü, kurtuluşa açılan yolun ilk adımlarıdır.

İnsanın günahın bedelinden ve mahkûmiyetinden kurtuluşunun temeli, Mesih’in insanların yerine çarmıhta ölmesi ve dirilmesinin ardından göğe alınmasıyla atılmıştır (Rom. 3:21-26; 2Ko. 5:14-21; Ef. 2:1–3:13; İbr. 9:11-10:18; 1Yu. 2:1-2). Kendini Mesih’e imanla teslim edenler günahın mahkûmiyetinden kurtulur; tıpkı Eski Antlaşma’da Tanrı’nın vaatlerine iman etmenin Tanrı’nın gözünde doğruluk sayılması gibi (bkz. örn. Yar. 15:6; Hab. 2:4; Yu. 3:16; 5:24; 14:6; Elç. 4:12; Ef. 2:8-9; Gal. 2:16 ayrıca bkz. İman). Tanrı’nın sağladığı kurtuluş, Tanrı tarafından ebedi geçmişte kararlaştırılmıştır (Ef. 1:3-14; 1Pe. 1:20), Mesih tarafından çarmıhta yerine getirilmiştir, Kutsal Ruh’un işleyişi aracılığıyla imanlının yaşamında sürmektedir (Rom. 8. bölüm; Gal. 5:13-26; 2Pe. 1:3-11) ve imanlılara vaat edilen diriliş bedeninin ve mirasın verilmesiyle gelecekte “tamamlanacaktır” (Rom. 8:18-30; 1Ko. 15. bölüm).

Kurtuluş, insanı hem günahın suçundan, ölüm ve ceza korkusundan (İbr. 2:14-15) özgür kılar, hem de insanın Tanrı’yla (Yu. 17:3; Kol. 1:20-22), kendiyle ve başkalarıyla (krş. Yar. 3:14-19) arasındaki düşmanlığı ortadan kaldırır. Kurtuluş imanlıyı yeni düşünceler, istekler ve değerlerle yeniler; imanlının da, arzularının günahtan uzaklaşarak Tanrı’ya yönelmesini sağlayacak Kutsal Ruh’a kendini teslim etmesi gerekir. Mesih’e iman ederek kurtuluşa kavuşan kişi, Mesih’e ait olmasının sonucu olarak kurtuluşun tüm bereketlerine sahip olur; Tanrı’nın Ruhu içinde yaşar, günahları bağışlanmıştır, aklanmıştır, yeniden doğmuştur, Tanrı’nın oluşturduğu “yeni topluluğun” üyesidir. İmanlılar, kendilerine bahşedilen kurtuluşun sonucu olarak (Mat. 5:16; Tit. 2:14; 3:8,14; Yak. 2:14-26), kilisede birbirlerine hizmet eder, sevgi gösterir (1Ko. 12:12-26; 13. bölüm; Ef. 4:11-16), yaşamlarıyla da Mesih’in tanıkları olurlar (Mat. 5:13-16; Elç. 1:8; 1Pe. 2:11-12; 3:13-17). İmanlılardan beklenen, kurtuluşu sağlayanın Tanrı olduğunu her zaman hatırlamalrı (2Ko. 5:18) ve sahip oldukları bereketlerin kendi iyi eylemlerinden değil, Tanrı’nın lütfundan kaynaklandığı bilinciyle yaşamalarıdır (Yu. 17:3; Flp. 2:12-13; 2Pe. 1:3-7).

Kutsal Kitap ayetleri bibleserver.com web sitesinde yeni bir pencerede açılacaktır.

Kaynak: Açıklamalı Kutsal Kitap. (İstanbul: Yeni Yaşam Yayınları, 2010) s. 1716.

Telif Hakları © 2010 Yeni Yaşam Yayınları. İzin ile kullanılmıştır.