Kalıntı

Kutsal Kitap’ta Grekçe’den ve İbranice’den “kalıntı”, “sağ kalan”, “geriye kalan”, “küçük bir topluluk” veya “az sayıda” şeklinde çevrilmiş terimlerin bir kısmı belirli ve özel bir anlamda kullanılmaktadır. Bu terimler üç konuda farklı, ancak birbiriyle ilişkili anlamlara gelirler:

  1. Savaşta sağ kalanlar veya Tanrı’nın yargısından sağ olarak kurtulmuş olanlardır (“sağ kalıp aranızda yaşayan”, Yşu. 23:12; Neh. 1. bölüm; “geride kalanları”, Yer. 6:9);
  2. yeniden eski gönencine kavuşacak olan Tanrı’nın halkıdır (2Kr. 19:30-31; Ezr. 9:8);
  3. İÖ 8. yüzyıldan itibaren, özellikle Tanrı’nın antlaşmasına sadık kalanlar ve vaat edilen toprakları sahiplenecek kişiler için kullanılmıştır (Yşa. 10:20-21).

Bundan dolayı terimin geçtiği kısımda anlatılan konu etraflıca değerlendirilmeli, buna göre terimin, yukarıda sıralan üç farklı anlamdan hangisine yakın olduğuna karar verilmelidir:

  1. bir felaketten esirgenip sağ kalanlar;
  2. İsrail halkından olup eski gönencine kavuşacak olanlar;
  3. Tanrı’nın vaatlerine güvenip bunlara bağlı bir hayat sürdürenler.

Bir “kalıntı”dan söz edilmesi, “ortadan kaldırma” eyleminin söz konusu olduğunu gösterir. Bu kavramın en çok geçtiği Eski Antlaşma’da “ortadan kaldırma” eyleminin çoğunlukla Tanrı’nın İsrail halkını cezalandırması olduğu görülür; Tanrı doğal afetler yoluyla veya başka ulusları araç olarak kullanıp İsrail halkını yenilgiye uğratmak suretiyle İsrail halkını cezalandırmıştır. Eski Antlaşma’da “kalıntı” terimi en çok, ağır yenilgiye uğrayıp sürgüne gönderilen halktan sağ kalanları anlatmak için kullanılır. Bu konular özellikle peygamberlik kitaplarında işlenir (Yşa. 1:9; 11:11,16; Yer. 40:11). Tanrı’nın yargısıyla arındırılmış olan halktan “sağ kalanlar”, Tanrı’nın antlaşmalarda verdiği vaatlere kavuşacak olanlardır (Yer. 23:3; Mik. 5:7; Zek. 8:12). Bu kişiler arasından, Tanrı’nın vaatlerine güvenerek Tanrı’ya bağlı kalmayı sürdürenler de bu terimlerle tanımlanırlar (Yoe. 2:32; Sef. 3:12-13). Dolayısıyla “sağ kalanlar” kavramı, hem Babil’deki sürgünden dönenlerle hem de gelecekteki büyük sıkıntı döneminden (bkz. Yer. 30:7) kurtulacak İsrail halkıyla ilgilidir (bkz. Yşa. 4:3; 10:20-23; 11:11,16; 46:3).

Yeni Antlaşma’da bu terimler, tüm bu unsurlara sahip olanlar için kullanılır. Örneğin, Rom.9–11. bölümlerde, İsrail halkının yüreğinin “kısmen ve geçici” olarak nasırlaştırıldığından söz edilir (özellikle Rom. 9:27; 11:5); ancak “az sayıda” kişi (Pavlus gibi) İsa Mesih’e iman ederek Yeni Antlaşma’nın vaatlerine kavuşacaktır. Bunun, Tanrı’nın ebedi lütfunun bir sonucu olduğunu ifade eden Pavlus Rom.11:5’te şöyle der: “…şimdiki dönemde de Tanrı’nın lütfuyla seçilmiş küçük bir topluluk (kalıntı) vardır.” Rom.11:5’in yorumlanmasında farklı yaklaşımların olduğunu da belirtmemiz yerinde olur.

Vahiy Kitabı’nda, “büyük sıkıntı” döneminde Tanrı’ya iman edenlerin çok az sayıda olacağı, sadece bu kişilerin Mesih Karşıtı’nı kabul etmeyeceği ve ebedi kurtuluşa kavuşacağı belirtilir.

Bible verses will open on bibleserver.com in a new window.

Source: Açıklamalı Kutsal Kitap. (İstanbul: Yeni Yaşam Yayınları, 2010) p. 948.

Copyright © 2010 Yeni Yaşam Yayınları. Used by Permission.